MADDE BAĞIMLILIĞI NEDİR ?

Bağımlılık yapıcı madde, beyin işlevlerini ve tüm bedensel yapıları etkileyerek, zamanla organ sistemlerinde kalıcı değişiklikler oluşturan, yaşam için gerekli olmayan, doğal ya da yapay keyif verici maddelerdir.

Maddelerin patolojik kullanımı iki kategori içerisinde incelenmektedir.

Maddenin kötüye kullanımı, maddenin birçok kere kullanılmasına bağlı olarak bir yıllık süre içinde tekrarlayacak şekilde temel yaşam sorumluluklarını yerine getirmeme, fiziksel tehlikelere maruz kalma, yasal suçlar işleme gibi sorunlar yaşamaktır.

Madde bağımlılığı ise, maddenin kişinin yaşamında en önemli rol oynaması, bireyin madde kullanımı üzerinde kontrolünü kaybetmesi ve madde kullanımına bağlı olarak fiziksel, psikolojik ve toplumsal sorunların varlığı şeklinde tanımlanır.

Gençlerin özellikle ergenlik döneminde meraklı ve dışa dönük bir yapı sergilediklerini biliyoruz. Bu yaşlar aynı zamanda ‘çete çağı’ olarak bilinir ve çocukların tehlikelere de en açık oldukları dönemdir. Bu yaş dilimlerinde, hem özenmelerinden, hem de yazılı ve görsel medyadaki olumsuz örneklerden etkilendikleri bir dönemden geçtiklerini ve madde bağımlılıklarına yöneldiklerini göz önünde bulundurmak gerekiyor.

Bu yönelimin, sadece ailelerin alabilecekleri önlemlerle engellenebileceği düşünülmemelidir. Toplum ve bireyler olarak hepimizin sorumlulukları vardır.

Medyanın sanat ve spor dünyasına ait bilinen, tanınan insanlarını haber yaparken, bağımlılıkları olan ünlüleri bu kimlikleriyle ön plana çıkarmasının gençler üzerindeki etkisi göz ardı edilmemelidir.

İstanbul’da uçucu madde kullanan özellikle 15 ve üstü yaş gruplarının bu bağımlılıktan kurtulabilmesi için yerel yönetim ve ilgili kuruluşlar bazı çözüm yolları geliştiriyor ve bu konuda çalışmalar yapıyorlar ancak bu maddelere ulaşılabilirliğin önüne geçmek için bütün kurumların işbirliği yapması önemlidir. Yasal alanlarda caydırıcı cezalar yeniden düzenlenmelidir. Çocukların okul dışı sosyal faaliyetlere yönelmeleri açısından spor ve eğitim alanlarının artırılması için gereken her tür destek verilmelidir.

Özellikle gençlerin izleyebileceği uygun saatlerde kamu duyuruları yapılarak madde bağımlılığının yarattığı tehlike ve sağlık sorunları sıklıkla anlatılmalıdır.

Yerel yönetimler kendi alanlarında sivil toplum kuruluşları, emniyet teşkilatı ve konunun uzmanları, hekimler, psikologlar, psikiyatristler, eğitimcilerle birlikte halka ve gençlere seminerler vererek, konuyu gündemde tutmaya özen göstermeliler.

Ancak konuyu veriş şekli önemlidir, zira abartılı bir madde kullanımına yönelik bilgilendirme durumu bazen amacını aşarak ilgi ve merak uyandırabilir.

Bir diğer konu ise, son zamanlarda artış gösteren ve uçucu madde kullandıktan sonra cinayet, yol kesme ve benzeri şiddete meyilli olan kişilerle vatandaşın karşı karşıya gelmesi durumudur. Maalesef, bu durumda bağımlı kişiyi dışarıdan anlamak kolay değildir. Bağımlı kişi kullandığı maddenin etkisi altında olduğu için gerçekten normal davranışlar içerisinde değildir ve böyle bir bağımlıyla karşılaşan kişi, kendisinden istenen para veya değerli eşyayı vermek yoluyla tehlikeyi zarar görmeden atlatma yolunu seçmelidir. Bir önlem olarak dışarıdan bakınca dikkat çekebilecek değerli eşya ve takı bulundurmamak gerekir.

İstatistiklere göre uçucu madde kullananların sayısı her yıl artmaktadır. Bu sayının artışında aile faktörüyle birlikte birçok faktör bir arada etkili olmaktadır.

Ancak asıl etken meraktır. Bir de arkadaşları arasında yer edinme, bir topluluğa, bir gruba ait olma ve kabul görme duygusu, gençleri uçucu madde kullanımına iten nedenler arasında yer alıyor.

Son yıllarda uçucu madde kullanımının bu denli yoğun olarak artmasının bir diğer nedeni de sosyal medya olarak bilinen internet paylaşım siteleridir. Çocuklar ve gençler bu siteler yoluyla kolaylıkla örgütlenebiliyor, dünyanın öbür ucundaki bir olaydan anında haberdar olabiliyorlar: hatta bu şekilde bir organizasyon sonucu zaman zaman basına da yansıyan bir takım toplu eylemlerde bulunabiliyorlar.

Gençler arasında moda olan, en yeni ve en popüler olan her şey kolaylıkla ve neredeyse dakikalar içinde dünyanın her yerinden öğrenilebiliyor, ulaşılabiliyor.

Madde bağımlılığında arkadaş grupları, aile tutumları, bireysel yapı ve yatkınlıklar, biyolojik etkenler ve sosyal kültürel faktörler de etkilidir.

Örneğin düşük sosyoekonomik düzey bazı ülkeler için yüksek risk oluştururken, başka bazı ülkeler için madde kullanımının kolay ulaşılabilirliği önemli bir risk faktörü olabilmektedir.

Gençlerin bu tür alışkanlıklardan kurtulabilmesi adına ailelere bazı sorumluluklar düşer. Çocuğunun uçucu madde kullanıp kullanmadığını anlayabilmesi ve bu durumu öğrenmesi halinde, çocuğa karşı davranışlarında dikkatli olması gerekir.

Ailenin yapabileceği ilk şey öncelikle ‘aile’ olabilmektir. Akşam eve gelindiğinde herkesin kendi odasında ekran başına kilitlenmesi ve bütün bir akşam neredeyse hiç sohbet etmeden zaman geçiriyor olmaları maalesef son yıllardaki en önemli sorunumuz.

Televizyonlarda yayınlanan dizi kahramanlarının ne yaptığını ayrıntılarıyla biliyor ve merak ediyorken çocuklarımızın sadece ders notlarına odaklanan anne baba olmak çocukların ne yaptığını takip edememek, birbirimizden kopmak anlamına geliyor. Onların arkadaşları olmak değil anne babaların görevi.

Bizim görevimiz iyi ebeveynler olmak, tutarlı ve ilgili aile olarak onlara doğru model oluşturabilmektir. Madde bağımlısı olan bir gencin hem kendisinin hem de ailesinin ciddi tedavi ve terapi desteği alması gerekir.

Maalesef bu konuda dünya üzerinde yetişmiş uzman konusunda hala çok gerideyiz. Sınırlı sayıda sağlık kuruluşuyla bağımlılıkları tedavi etmeye çalışan bir ülkeyiz. Üstelik uçucu madde bağımlılığı da çok bilinen bir alan değil.

Zaten bu bağımlılık da her geçen gün farklı bir türü çıkan uçucuların çok bilinmemesinden kaynaklanıyor. Önce deneme amaçlı kullanımlarla başlıyor ve neredeyse bütün bağımlılıklarda olduğu gibi ilk adım genellikle sigarayla atılıyor.

Aileler çocuklarının davranışlarının değiştiğinden yakınıyorlar, çocuğun genel durumu, fiziksel ve psikolojik durumu gözle görülür şekilde değişiyor.

Özellikle

– dikkat dağınıklığı,

– halsizlik,

– bitkinlik,

– huy ve davranış değişiklikleri,

– okul başarısında düşüş ve okula devamsızlık,

– aşırı bir sinirlilik,

– saldırganlık,

– temizliği ve öz bakımı konusunda ilgisizlik,

– aniden değişen arkadaşlar,

– katıldığı gruplardaki farklılık,

– abartılı para harcamaları,

– dil sürçmeleri,

– konuşma bozuklukları,

– dalgınlık,

– içe kapanma gibi davranış değişiklikleri görülür.

Çocuğunun madde kullandığını öğrenen aile ilk anda şok ve hayal kırıklığı yaşıyor. Genellikle büyük öfke duyuyorlar. O nedenle ailenin de terapi görmesi önemlidir. Çocuklarına yardımcı olmak için öncelikle anne babanın direncinin ve moralinin yüksek olması gerekir. Bu tedavi zordur ancak imkânsız değildir.

Son olarak uçucu madde kullanımına iten bazı sebeplerden ve karşılaştığım bazı vakalardan yola çıkarak tedavi yöntemlerinden bahsetmek istiyorum.

Uçucu madde bağımlılığı genellikle tek bir uzmanlık alanıyla tedavi edilecek bir sorun değildir. Birçok disiplinin aynı anda etkin çalışmasıyla yürütülür.

O nedenle bağımlılık tedavisinin tıp hekimleri, psikiyatristler ve psikologların beraber çalıştıkları ortamlarda yürütülmesi gerekir.

Bu amaçla kurulmuş AMATEM gibi bazı merkezler vardır. Tedavi ilaçlı ve psikoterapi yoluyla yapılır. Uzun dönemlere yayılan tedaviler gerekebilir. Bazı durumlarda yatarak yürütülen tedavilere ihtiyaç duyulur.

Tedaviyi yürütecek ekibin ve uzmanların bağımlılıklar konusunda eğitimli ve donanımlı olmaları şarttır. Dolayısıyla genellikle tek başına bir uzmanın yürütebileceği bir tedaviden daha ayrıntılı çalışmalara ihtiyaç vardır.

Günümüzde çocukları ve gençleri en çok tehdit eden konu bağımlılıklardır. Yapılan araştırmaların ortaya koyduğu rakamlar çok çarpıcı sonuçlar içeriyor. Bu sonuçlara göre durumun ne derece ciddiye alınması gerektiği ve acil önlemleri almak konusunda hızlı ve çözüm odaklı davranmamız gerektiğinin önemi ortaya çıkmaktadır.

Yeniden Sağlık ve Eğitim Derneği’nce Türkiye’nin uyuşturucu konusundaki ilk karşılaştırmalı araştırması niteliğini de taşıyan, Doç. Dr. Kültegin Ögel koordinatörlüğünde, İstanbul’un 15 ilçesindeki 43 okulda, 104 sınıfta eğitim gören 3 bin 168 lise 2 öğrencisi ile yapılan araştırma sonuçlarına göre:

Tütün kullanımının 2004 yılında 2001’e göre yüzde 72. 7, alkol kullanımının da yüzde 17. 6 oranında düştüğü, esrar kullanımının ise 2001 yılına göre yüzde 75 artış gösterdiği,

Uçucu madde kullanımının yüzde 40. 5, yeşil reçete ile satılan yatıştırıcı hap kullanımının yüzde 15. 8, uyuşturucu hap kullanımının yüzde 184. 6, sentetik hap kullanımının yüzde 287. 5, eroin kullanımının yüzde 100 artış gösterdiği,

Madde kullanımının erkeklerde kızlara göre daha yaygın olduğunu ancak son yıllarda kızlarda da artış kaydedildiği,

En kolay bulunabilen zararlı maddenin 2001’de uçucu maddeler iken, 2004’te esrar olduğunu, bulunabilirliği en fazla olan maddenin de sentetik hap olan ecstasy olduğu kaydedilmiştir.

Türkiye Yeşilay Cemiyeti Genel Başkanı Mustafa Necati Özfatura, Sağlık Bakanlığı’nın 7 büyük kentte yaptığı araştırmanın, ilk kez madde kullananların arkadaş grubunun etkisi ve merak gibi nedenlerle bu alışkanlığa yöneldiğini ortaya koyduğuna dikkat çekerek “Dünya kamuoyundaki en önemli mesele uyuşturucu afetidir. Ülkemizde 30 milyon kişi sigara tiryakisi, 7 milyon kişi alkol bağımlısı, 5-6 milyon kişi de ilaç bağımlısı. Bu bağlamda Türkiye adeta “Bağımlılar Ülkesi” durumunda” dedi. Özfatura, Tütün, Tütün Mamulleri ve Alkollü İçkiler Piyasası Düzenleme Kurulu’ndan alınan rakamlara göre, Türkiye’de 2004 yılında 108 milyar 870 milyon 390 bin 620 adet, diğer bir deyişle yaklaşık 5.5 milyar paket sigara tüketildiğini ve bunlara 11 katrilyon liranın üzerinde ödeme yapıldığını açıkladı.

Bağımlılık Yapan Maddeler Nelerdir?

Eroin, kokain, esrar, lsd, uçucu maddeler (bali, tiner), alkol, sigara, kafein, barbi türatlı ağrı kesiciler, yatıştırıcı ilaçlar, barbi türatlı uyku ilaçları, afyonlu ilaçlar, kodeinli öksürük ilaçları, crack, hallu sinojen vb…

Ergende madde kullanma evreleri şunlardır;

Deneysel kullanım: Genellikle özenti nedeniyle zaman zaman zevk için kullanmaya başlamaktır. Genç madde kullanmanın o kadar da kötü ve tehlikeli olmadığını düşünür. Ancak çoğu zaman ikinci evreye geçilir.

Sosyal Kullanım: Arkadaş ortamlarında kullanılarak hissedilen değişiklikler, devam ettirilmeye çalışılır. Benzer kişilerle paylaşılan sosyal aktivite haline gelebilir.

Düzenli Kullanım: Artık kötü kullanım gelişmiştir. Bir grup zevk için kullanırken, bir grupta mutsuzluluğu ve gerginliği gidermek için kullanır.

Bağımlı Kullanım: Artık genç uyuşturucuyu kendini “normal” hissedebilmek için almak zorundadır, başlangıçta aldığı zevki almaz ve dozu yükseltebilir.

Madde Bağımlılığının Belirtileri

Madde bağımlılığında aşağıda sayılan fiziksel, duygusal ve sosyal belirtiler vardır.

Fiziksel Belirtiler:

  • Kilo kaybı,
  • Burunda tahriş,
  • Dalgınlık,
  • Ağrılar,
  • Yürüme bozukluğu,
  • Gözde kanlanma,
  • Uyku bozukluğu,
  • Kabızlık, ishal gibi sindirim sistemi sorunları,
  • Solunum güçlüğü,
  • Yüzde kızarma-solukluk,
  • Gözbebeğinde daralma,
  • Konuşma bozukluğu,
  • Terleme,
  • Titreme,
  • Dengesizlik.

Sosyal ve Duygusal Belirtiler:

 

  • Akademik performansta düşme,
  • Disiplin cezası alma,
  • Okulu veya işi bırakma,
  • Duygu durum değişikliği,
  • İlgi, istek kaybı,
  • Donukluk,
  • Bilişsel bozukluklar,
  • Bakımsız dış görünüş,
  • İçe kapanma,
  • Çevre değiştirme,
  • Aşırı para harcama,
  • Evden uzaklaşma

 

Bağımlılığı Artıracak Etkenler

  • Madde kullanımına ilişkin yanlış inanış ve bilgiler,
  • Büyüdüğünü ispatlama ve isyan duygusu,
  • Merak,
  • Heyecan arayışı,
  • Yaşıtlarının baskısı,
  • Psikolojik sorunlar,
  • Madde satıcılarının tuzakları,
  • Zorluklarla başa çıkamayacağı kaygısı,
  • Ebeveyni veya ailedeki birini taklit etme,
  • Dürtüsel davranma, sinirli kişilik yapısı,
  • Tutarsız ve aşırı katı disiplin, aile çatışması,
  • Anne ve babanın çocuğa karşı ilgisizliği,
  • Aile ve çevrenin gerçekçi olmayan beklentileri ve mevcut başarının takdir edilmemesi,
  • Kendine güvenin azlığı,
  • Ebeveynin madde kullanımı konusunda toleranslı tutumu,
  • Medyanın açık ve gizli özendirici etkileri.

Gençlere Öneriler

Madde bağımlılığından ve zararlı alışkanlıklardan korunmak için yapılması gerekenler;

  • Anne ve babayla kaliteli zaman geçirme ve iyi iletişim,
  • Derse odaklanma, akademik çalışmalara devam etme,
  • Ailenin ve çevrenin dindar ve anlayışlı olması,
  • Mesleki staj ve kurslara katılma, bu konuda nerede eğitim alabileceğini araştırma,
  • Kişinin öncelikle kendisini tanıması, hangi alanlarda ilgisi ve yeteneği olduğunu keşfederek o alanlara yönelmesi ve yaşam değerlerini oluşturması,
  • Kendini tanımakta zorlanıyorsa danışmanlık ve rehberlik görüşmelerine katılması,
  • Problem çözme yaklaşımını öğrenme,
  • Girişkenlik becerisini geliştirme (hayır demeyi öğrenme),
  • İlgi alanlarını belirleyerek kitap okuma,
  • Sağlıklı davranışları olan arkadaş grubu edinme,
  • Zihin geliştirici faaliyetlere katılım (satranç, dama, bilgisayarın etkili kullanımı),
  • Üniversitenin ve diğer kurumların düzenlediği spor faaliyetlerine katılma (basketbol, futbol, voleybol, tenis, kayak, hentbol, kokart, yüzme, aletli jimnastik, bisiklet, yürüyüş, dağcılık, bowling, masa tenisi, yamaç paraşütü, buz pateni, rafting, badminton, bilardo),
  • Sanat etkinliklerine yönelme(piyano, keman, bağlama, gitar, org, resim, ebru, hat,vitray, takı tasarımı vb.),
  • Başarılı insanların otobiyografilerini okuyarak, hayat hikâyelerini öğrenme,
  • Cola, cafein ve enerji içecekleri de bağımlılık oluşturduğundan bu içeceklerin bilinçli tüketilmeleri,
  • Bağımlılık yapan nitelikteki hap kullanımına dikkat etme ve bilinçli kullanım (kas gevşeticiler, ağrı kesiciler, uyku ilaçları, sakinleştiriciler),
  • Çeşitli kurum ve kuruluşların düzenlediği sosyal yardımlaşma faaliyetlerine katılma ve görev alma,
  • Üniversite ya da başka kurum ve kuruluşların düzenlediği kulüp veya derneklere üye olma, faaliyetlerine katılma,
  • Kültürel faaliyetlere katılma (gezi, konferans, seminer, sinema, tiyatro, konser, şiir),
  • Yerel ya da ulusal yayın yapan dergi, gazete, radyo, televizyon gibi medya gruplarında görev alma,
  • Farklı konulardaki kurslara katılma (el sanatları, dikiş nakış, yemek ve pasta yapımı, sofra düzenleme, yabancı dil, etkili konuşma ve diksiyon, cilt bakımı vb.),
  • Uyuşturucu maddelerin ve alkolün kullanıldığı ortam ve kişilerden uzak durma (alkol kontrol kaybına neden olduğundan madde alımını artırmaktadır.).

Bağımlılık ilerleyici bir hastalıktır. Bağımlılık süreci “deneme” ile başlar. Kişi denediği şeyden keyif alırsa tekrar yapmak ister. Zaman zaman kullanım bağımlılığa hızla dönüşür. Ancak bağımlılar durumlarını kabullenmez ve inkâr ederler. Hepsinin ortak savunması madde alımından zevk aldıkları ve isterlerse bırakabilecekleridir. Bu kendilerini kandırmadır ve bağımlılığı artırmaya yönelik bir adımdır.

Madde bağımlısı olmak çok kolaydır ama bağımlılıktan kurtulmak çok zordur. Bu sorundan kurtulmak için yıllarca tedavi gerekebilir.

Eğer böyle bir alışkanlığınız varsa zaman kaybetmeden bir psikiyatri uzmanından, psikologdan veya psikolojik danışmandan yardım isteyin.