UMUDDER Başkanı Halit Eryiğit’in hayat öyküsü aslında bir köy çocuğunun başarı hikayesidir.
O’nun hikayesi 1968 yılında Çorum’da başlıyor. Orta Anadolu’daki diğer köy çocukları gibi kıt kanaat geçinen bir hanede gözlerini dünyaya açtı. Ortaokul yaşına geldiğinde çobanlık yaptı. 12 ila 17 yaşları arasında tam beş yıl kırlarda hayvan otlattı. Yaşadığı köy küçük ama hayalleri büyüktü. Hayallerinin peşinden gitti. Hayvan otlatırken kurduğu hayaller onu Anadolu’nun ücra bir köşesinden Türkiye ve Avrupa’ya taşıyacaktı. Azimli ve çalışkandı. Çocuk yaşta kendisine hedefler koydu. Zorluklara göğüs gerdi, yılmadı. Sanayiciliğe başlayan ilk adımı Kırıkkale’de attı. 17 yaşında çırak olarak çalışmaya başladı.Hızla işini kavradı, geliştirdi ve 1991 yılında Eryiğit Endüstriyel Makine ve Tıbbi Cihazlar Şirketini kurdu. Bu ilk tuğlaydı ve kısa sürede büyük bir bina ortaya çıkacak ve kısa sürede Türkiye’nin önde gelen firmalarından biri haline gelecekti. Çobanlık, çıraklık derken artık patronluğa yükselecekti. O bir sanayici olmuştu. Sanayici olarak ülkemizde ne yazık ki ihmal edilen bir şeyi daha yaptı ve Araştırma-Geliştirme (Ar-Ge) çalışmalarına özel önem verdi. TÜBİTAK ve KOSGEB destekli projelere imza attı. Yurt içi ve dışındaki teknolojik gelişmeleri takip etti. Teknik eğitimler aldı. Edindiği bilgileri onlarca kişiye meslek kazandıracak şekilde aktardı. Sektörün etkin bir aktörü olarak Sivil Toplum Kuruluşları, üniversiteler ve kamu kuruluşlarıyla ortak onlarca projeler yaptı ve ticarileştirdi.
Halit Eryiğit ve Madde Bağımlılığı Mücadelesi
Hayat öyküsü kısaca böyle. Anadolunun küçük bir köyünde çobanlık, sonra çıraklık ve nihayet insanlara istihdam sağlayan bir işadamı. Kozası olan köyünden çıkıp geldiği büyükşehire de sığımayıp uluslararası çapta işlere imza atan bir sanayici oldu 30 yıla yaklaşan meslek yaşamında. Hemen akla şu soru geliyor. Halit Eryiğit madde bağımlılığı ile neden bu denli ilgili? Bu sorunun iki basit sebebi var. Birincisi, madde bağımlılığı dünyayı da sarsan uluslararası bir sorun. Dünya ile birlikte ülkemizi, geleceğimizi tehdit ediyor. Tehlike artık sokağımızda, okulumuzda evimizde yani yanıbaşımızda. Böylesine ‘milli’ bir meselede ülkesini, insanını seven birisi olarak duyarsız olamazdı. İnancı, vicdanı ve toplumsal sorumluluğunun gereğini yaparak bu yaraya merhem olmak istedi. İkincisi daha özel bir gerekçeye dayanıyor. Halit Eryiğit bir madde bağımlısı mağduru. Başına silah dayanmış, gasp edilmiş ve ölümden dönmüş bir işadamı. Bir değil, iki değil, başına gelen tam üç ayrı olayda tehlikeyi iliklerine kadar yaşamış birisi. İlki, 1987 yılında bir akşam iş çıkışı, Ankara Benderesi Hacı Bayram Camii yakınında, yaşları 17 ile 25 arasında değişen 7 kişi tarafından gasp edilmiş, tartaklanmış ve üzerinde bulunan parası alınmıştır. İkincisi, 2005 yılında 4 madde bağımlısının saldırısına uğradı. Silahlı saldırganların elinden canını zor kurtardı. Çeşitli suçlardan aranan 4 saldırgan 15’er yıl hapis cezasına çarptırıldı. Bu müessif olay yüzünden oturduğu mahalleyi değiştiren Halit Eryiğit, 3 yıl sonra bu kez yeni ikameti olan Ankara’nın merkezi sayılabilecek Çankaya’da gasp edildi, saldırıya uğradı. Saldırganlar yakalandı ve yine 15 yıl hapis cezası aldı. Üç olay da Halit Eryiğit ve ailesini derinden sarstı. Saldırganların ortak bir özelliği vardı. Hepsi de 17-25 yaşları arasında madde bağımlısı gençlerdi. Durum nereden baksanız vahimdi. Toplumsal bir sorun vardı karşımızda. Olay karşısında oldukça üzülen aynı zamanda çözüm arayan Eryiğit, konuya odaklandı. Saldırganların aileleri dahil madde bağımlılarıyla temasa geçti, gençlerin bu yola nasıl sürüklendiğini ve neler yapılması gerektiği konularına yoğunlaştı. Çok geçmeden UMUD Derneği adı altında kurulan dernek ile sivil toplum çalışmalarına başladı. Çankırı, Çorum, Konya, Ankara, Aksaray’da eğitimlere başlandı. Halit Eryiğit, 2005 yılında kurucusu olduğu UMUD Derneği’nin 2007-2008 yılında Genel Sekreteri, 2010-2011 yılı arasında Yönetim Kurulu Üyesi ve iki dönem de Başkanlığını yaptı. Çalışmalar yoğunlaştıkça madde bağımlılığı sorununun tahminlerin ötesinde çetrefilli ve uluslararası boyutu olduğu net bir şekilde görülüyordu. Olay tek başına ne bir sağlık ne de güvenlik sorunuydu. Sosyal, psikolojik,ekonomik, güvenlik, küresel boyutları ele alınmadan çözüme ulaşmak kolay görülmüyordu. Edinilen tecrübelerin ışığında yeni bir yapılanmanın zorunlu olduğu görüşü belirdi. Bunun üzerine Halit Eryiğit ve arkadaşları uluslararası hüviyete sahip bir sivil toplum örgütü kurmak için kolları sıvadı.
Yapılan tüzük değişikliği ile UMUD Derneği yerine Türkiye’de bir ilk olarak uluslararası düzeyde faaliyet yapabilecek UMUDDER yani (Uluslararası Madde Bağımlılığı ile Mücadele Derneği) kurularak yurt içi ve dışında etkili mücadele yapabilmenin önü açıldı.
Yerli ve Milli Projelere imza attı
Halit Eryiğit iş ve sivil toplum hayatında farklı ve ilk olma özelliği taşıyan projelere imza attı. Dünyadaki gelişmelerden kopmadan hayatı boyunca “yerli ve milli” projeleri hayata geçirmek için uğraştı ve başarılı oldu. Bunların başında yerli ve milli bir labrotuvar kurarak dışa bağımlılıktan kurtulma isteği geliyordu. Nitekim oldu da. Türkiye’nin ilk ve tek uluslararası genetik ve moleküler biyoloji laboratuvarının kuruluşuna öncülük etti. Medikal Biyoteknoloji Derneği’ni kurup halen başkanlığını yapmaktadır.
Halit Eryiğit iş hayatında neler yaptı?
İşte 29 yılın kısa hikayesi
1991-Eryiğit Endüstriyel Makine firmasını kurdu.
1993-1995 – TÜBİTAK SAGE ve Genelkurmay Başkanlığı’na Ar-Ge projeleri kapsamında 227 mm çapında ve 4 metre boyunda, 90 km menzilli roket ve füze rampaları başarıyla tamamlandı ve teslim edildi.
1995 – TÜBİTAK tarafından çalışmaları nedeniyle başarı belgesi ile ödüllendirildi.
1995-1998 – Medikal sektöründe, Hastane ekipmanları üretimleri gerçekleştirdi
1998 – Jinekoloji masasında ilk yerli yapımı gerçekleştirdi. Yüzde yüz yerli jinekoloji masasına TSE belgesi aldı ve binlerce masayı sektöre kazandırdı, 1500’in üzerinde muayenehane kurdu.
Ameliyat Masası tasarım ve üretimini gerçekleştirdi. Türkiye’nin bu alandaki ithalat bağımlılığını ortadan kaldıran yerli ve milli projeler gerçekleştirdi.
2001 – Otoklav (Buharlı sterilizatör) üretimi yaptı.
2002- Türkiye’de Sterilizasyon Cihazları üretti.
2005- Otoklavların enerji ve su tasarrufuna yönelik “Yüksek Oranda Doymuş Buharla Çalışan Sterilizatör Cihazı” isimli TÜBİTAK Ar-Ge Projesini tamamladı.
2009- “Yüksek Kapasiteli Validasyon Veri Kayıt Ve Analiz Sistemi” isimli TÜBİTAK Ar-Ge projesini tamamladı.
2010 – “Hidrojen Peroksit Gaz Plazma Sterilizatörü Geliştirilmesi” isimli TÜBİTAK Ar-Ge projesini tamamladı.
2011- “Endüstriyel ve Hastane Tipi Tıbbi Atık Sterilizatörü Geliştirilmesi” isimli TÜBİTAK Ar-Ge projesini tamamladı.
2011- “Tıbbi Malzeme Yıkayıcı Cihazı Geliştirilmesi” isimli TÜBİTAK Ar-Ge projesini tamamladı.
2014 – Hitit Üniversitesi ile ortak yapılan “Farklı Dental ve Ortopedik İmplantların Tasarımlarının Yapılması, Üretimi, Mekanik Analizi, Yüzey Kaplaması ve Bitirme İşlemleri ile Bio Uyumluluklarının İncelenmesi ve Pazara Sunulması” projesi kapsamında patentli implant üretimlerine başladı.
2015 – “Yoğunlaştırılmış Güneş Enerjili Sıcak Hava Motoru (Stirling) ile Elektrik Üretimi” isimli TÜBİTAK Ar-Ge Projesini tamamladı.
2015- “Üst Düzey Ses Kontrollü LED Aydınlatmalı Ameliyat Tavan Lambası Projesi” isimli TÜBİTAK Ar-Ge Projesi devam etmektedir.
2015- “Üst Düzey Ortopedi-Beyin ve Genel Cerrahi Ameliyat Masası Projesi” isimli TÜBİTAK Ar-Ge Projesi devam etmektedir.
ÜYE OLDUĞU STK’lar (Sivil Toplum Kuruluşları)
– UMUDDER – Uluslararası Madde Bağımlılığı ile Mücadele Derneği; Dernek Başkanı
– MEBİD – Medikal Biyoteknoloji ve Üreticiler Derneği ; Dernek Başkanı
– OSTİM Medikal Kümelenme’yi kurdu ve Kurucu Başkan Yardımcılığını 4 yıl boyunca yürüttü.